4 Nisan 2015 Cumartesi

KAPTANIN SEYİR DEFTERİ 91 GALATASARAY HAMAMI TAKİPTE

Doktor şef  bana biraz hava değişimi iyi gelir dedi.Şöyle bir minik seyahat,hafif bir yolculuk havası,değişiklik olur ruhuma mantığıyla,kendimi sıcak bir yere KIBRIS'a atayım dedim.Eski ve eskimeyen görümcemi ziyarete gittim.Valizimi hazırladım..Sağıma soluma bakına bakına hava alanına gidip teslim oldum.Erken gittim freeshop taki lux parfüm kokularını içime çekmek için daha çok vaktim kalsın istedim...
Pasaport kontrolünde üzerine bildiğimiz bej rengi hamam havlusu sarınmış bir garip insanlar var.Havlu düşüp de avdet yerleri ortalara saçılmasın diye ucundan çengelli iğne ile tutturmuşlar.Bazılarının ayağında tahminimce standart olan plastik bile diyemeyeceğim bej ultra sakil sandaletler...Ki bu sandaletleri alanlara yanında '' Mantar enfeksiyonu'' nu bedava veriyorlardır diye düşünüyorum.Bazıları bunu bile almamış garip bir hela terlikleri...
Allahım kafayı yemek üzereyim...Nedeeeen,nedeeen diye bağırmak istedim...Bak hava değişimi hiç iyi gitmiyor..
PASAPORT MEMURUNA SORDUM :
- Bu insanlar nereye gidiyor memur bey?
Bir gurur ifadesi,bir sen ne anlarsın havası, bir ahh,bende gidebilsem gibi lerinden seste bir kutsal toprak tınısı ile cevap verdi..
-MEDİNE'ye....
Ama bunu söylerken gözleri bana doğru dik dik baktı,yani ben ne anlarmışım...
Ve o kafa kerkenez gibi iki defa geri doğru gidip geldi...

Biliyorum ama ,kostümlerin bu kadar çağdaşlaştığını bilmiyorum... Yaz olmadığına göre Bej bir pantolon ve yarım kollu bluz şeklinde olan bu kostüme ne oldu da bu kadar değişti...
Siz MEDİNE'ye gideceksiniz diye ben neden banyodan çıkmış bir öbek adamla bekleme salonunda aynı sıralarda oturuyorum...Ben bornozla otursam bu cemaati müslüman  karşısında rahatsız olmazlar mı?
Onların kıllı bacaklarını,göğüs kıllarını,iğrenç mantarlı ayak tırnaklarını neden görmek zorundayım...
Kaç defa yer değiştirdim hatırlayamıyorum...Uçağa alımlar başladığında nasıl koştum anlatamam..Memure acele etmeyin hanımefendi sırayla alacağım dedi...
Ben acele etmiyorum da sanırım ''GALATASARAY HAMAMI'' olduğu gibi benim peşime düşmüş...

Şimdi dedim ki kendi kendime,bu güzel kutsal turistik seyahat için eşlerinizi nasıl güzelce konuya uygun giydirdi iseniz,bize de saygı gösterip yani yabancı ve kendi tebabetlerinden olmayan yani nikah düşebilecek bu kadın kişileri rahatsız etmemek adına,normal giyin seniz.Güzel olmamı?

Neticede hepsi HOLLYWOOD ünlüsü olsa başım gözüm üstüne...Ama ayıp yaaa...
Neyse uçak kalktı,yanıma da bu sefer yakışıklı,şık,kibar ve fevkaladenin fevkinde parfüm kokan bir bey oturdu...
Dedim ki deminki program reklamlardı şimdi asıl programa geçiyoruz...
Hostes bolca salçalı sırıtarak,yiyecek paketlerimizi verdi..Aşırı kibarlığından bir ara öğürmek istesem de yanımdaki yakışıklının ERMENOGİLDA  ZEGNA olduğunu düşündüğüm takım elbisesine ve şık pabuçlarına kusma fikri derhal toparlanma ma sebep oldu...
-Size içecek vermediler mi?
-Yok hayır,unuttular sanırım..
-Öyle miii?
-Hostes hanım,lütfen diyerek beni işaret etti.
-Ne alırsınız? Kısaca ultra düşündüm,kola içip geğirip rezil olabilirim..Çay içsem dökülebilir,Su dedim çarçabuk..
Hafifçe dudak büktü...Yani bu da ne gibi? Şarap,yada martini de olur ama THY sandwichlerine ayıp olma mı?:))))
-Susadım da biraz,merci diyerek bardağı aldım...
-Lütfen benim masamı kullanın, dedi...
-Teşekkür ettim..
-Ben Fuat bu arada..
Ağzımdaki lokmayı çabucak çiğneyip yutmaya çalışarak Gaye ben dedim...
Bunu her dediğimde süper gülerim çünkü ''GAYABEN'' diye bir öksürük şurubu vardır..Müşterilerim adımı bildikleri için gayeben versene derlerdi:)))
Biraz sandwich ve kısa sohbetten sonra zaten cırt bir uçuş olduğu için boş bardakların toplanması ikaz ışığının yanması ve uçağın alana inmesi için geçen süre,yeşil trafik ışığının yanması ve arkadakinin kornalaması arasında geçen süre ile aynıydı:)))
Alana indik,pasaporta geldik bir ara kısa boylu bir kadın araya kaynak oldu...Fuat kadının önünde kontrole girdi ben geride kaldım...
Sonra sadece pasaport memuruna ''Nasıl yani,nasıl bu yasa beni kapsamaz? '' dediğini duyabildim...
Hemen iki tane polis geldi ve kollarına girerek içeri bir odaya götürdü...
Kapını aralığından ne yazık işareti yaptı ben de el salladım...

Ayyy,başlayacağım bu hava değişimine be.
Ya Galatasaray hamamı kovalar,yada polis.....

Saadetinize kimse engel olmasın canlarım...:))))))))))

GAYE KURT







-














SONU BAŞINDAN BELLİ


Sonunu bilsen yaşamazsın gerçeği,
Düşümde görmüştüm herşeyi,
Bahçedeki açmamış çiçek,
Taze bir gül demeti,
Aşk ile sulanmalı hayatın gerçeği,
Sonu başından belli,
Ruhum ezik vatanım yok,
Düşümde görmüştüm gerçeği,
Bahçedeki yeşil çimen,
Taze bir gül demeti,
Sevgi isterim hep sevilmek,
Sonu başından belli....
GAYE KURT

DÜN DÜŞÜMDE


Dün uçsuz bucaksız bir yonca tarlasındaydım,
Alabildiğine bir yeşilliğe uyudu gözlerimin siyahı,
Dört yapraklı olanı aradım dokundum,
Dün düşümde,
Çapkın bir rüzgar eteklerimi uçurdu,
Tatlı bir meltem yanaklarıma değdi,
Uyudum denizin mavisine,
Dün düşümde,
Çıplak ayaklarım kumsalda tanıştı denizin tuzuyla,
Dut tadıyla ud namesi arasında bir lezzet,
Ruhumu yumuşatan kahkahalar vardı,
Dün düşümde,
Uyanmak istemedim kızdım sabaha,
Zamanın işte böyle durduğu yerdeydim,
Saattin kör kütük uyuduğu bir yerde,
Dün düşümde,
Ben çok gecikmişim hayata,
Düşle gerçek arasında alışmışım yaşamaya,
Sesin sözü birbirine kattığı bir yerdeyim,
Dün düşümde,
Gün ışığı dolunca gözbebeklerimden,
Düşündüm ne güzel bir yerdeydim,
Dün düşümde.....
GAYE KURT

YAZ KIZIM


Al kalemi eline içinden ne geçerse,
Ona gitmiş buna gitmiş düşünme,
Bırak içindeki her zerreyi engine,
O ne demiş bu ne demiş yüksünme,
Suret ziyan olsa da yaz kızım,
Ruhunun kemendi gönlünün bendi,
Derdinin ilacı başının tacı,
Yaşanmış yaşanacak her bir inancı,
Kalmasın kalbinde sakın bir acı,
Sebep ziyan olsa da yaz kızım,
Baktım eller arif olmuş her şeye,
Doğuştan marifet bu kişiye,
Kem söyleyen diller sana güldükçe,
Sakınma sözünü söyle aleme,
Medet ziyan olsa da yaz kızım,
Düze çıkar hey yokuşun en başı,
Değirmeni döndürecek su taşı,
Herkesin vardır yiyecek bir aşı,
Bir bakarsın hepsi odun talaşı,
Ümmet ziyan olsa da yaz kızım....
GAYE KURT 

BİRİKMİŞ


Bülbül dile gelse söylese bana,
Ses birikmiş söz birikmiş yürekte,
Gül dikeni acıtmazmış elini,
Sen birikmiş ben birikmiş yürekte,
Yaprağın kendisiymiş hayatın rengi,
Yaş birikmiş yas birikmiş yürekte,
Felek çıkmaz demiş yolların,
Ah birikmiş vah birikmiş yürekte,
Aldanmakmış bir pare söze,
Zor birikmiş har birikmiş yürekte,
Duyamamış sesten sözden gerçeği,
Hal birikmiş ar birikmiş yürekte....
GAYE KURT

GÖNÜL HANEME


Yalnız kalmaktan korktum hayatta,
Ruhum ayazda kalsın ben de sokakta,
Paraymış pulmuş önemsemedim,
Bir dost aradım gönül haneme,
Ellerim boş gönlüm sarhoş yaşarım,
Bir tek kör karanlıktan korkarım,
Sevmişim sevilmişim önemsemedim,
Bir kul aradım gönül haneme,
Dost kişi karşımda belki de değil,
Dilleri bir başka bilmediğim dil,
Öyle demiş böyle demiş önemsemedim,
Bir söz aradım gönül haneme,
Ardından söylenen onca söz olsun,
Rüzgarlar sussun deniz durulsun,
İstedim ki en son noktayı koysun,
Bir can aradım gönül haneme....
GAYE KURT

  AŞKIN TARİFİ MÜMKÜN Bir sabah güneşle uyandığında, Işığıyla kamaşır gözlerin, Garip halsiz bir yorgunluk, Mahmur bir gün başlangıcı, Aç mı...