8 Haziran 2015 Pazartesi

KAPTANIN SEYİR DEFTERİ 98 CADI AVI

Çok eski devirlerden bahsedeceğim size,ortaçağ döneminden...İnsanların bazı şeylere körü körüne inandığı,normal olmayan her şeyi CADI işi saydığı.Kutsal kitaplarda yazanları sadece algıladığı gibi uyguladığı.Kendinden başka hiç kimseyi hatta çocuklarını dahi düşünmediği dönemlerden...

Kasbanın Cadısı,Scarlet Letter,Yedinci emir gibi ucubik gülibik filmleri muhakkak seyretmişsinizdir..

Kasabanın ileri geleni olur.Buna her şeyi sorarlar insanlar onun sözüne güvenir..Sonra eski köye yeni adet getiren birini gözlerine kestirirler.Konuşa konuşa konuyu uzatırlar toplumsal bir histeri başlatırlar.O der ki gördüm,bu der ki duydum, diğeri der ki ben yanındaydım...Üç beş kişi bir araya gelirler ağız birliği edip ENGİZİSYON oluştururlar...Ve akabinde sürek bir CADI AVI başlatırlar.
Odunlar hazırlanır,tahta direk dikilir.Kibriti kimin çakacağına bile karar vermiş olurlar çoğu zaman.

Kurban seçilen kişi dinlenmez,sorgusuz sualsiz bileklerine kalın bir urgan geçirip yerlerde sürükleyerek mahkeme salonuna getirirler...İki soru sorulur,birisi çığlıklar atarak ben size demiştim cadııı diye üzerine saldırır.Diğerleri de aynı şekilde bağırarak parmaklarıyla bir kişiyi işaret eder.Toplu olarak cadı olduğuna karar verirler...Bileğine bağlı iple sokaklarda sürükleyip diktikleri direğe asarlar..Meşaleyi yakıp odunları ateşe verdiler mi,bir çığlıktır kopar.Yanan insan sesi,çığlıklar ile karışır..Herkes mutlu cadının yandığını görür ve rahat eder...Masal da böyle biter demek isterdim ama mahalesef bitmez...

Konuşmaları ilk kim başlattı ise,karşısındakinin canını ilk kim yaktı ise konuya buradan başlayalım...
Kendi kusurunu ortaya çıkaracak veya bunun için uğraşan kim var ise önce onun canını yakmak isabet olur..En hassas olduğu noktadan alınganlığından,rahatsızlığından veya çok sevip güvendiği kişiden başlanır..O kadar öfkelenir ki öfkeden ağzından çıkanı bilmez..Söylediği sözlerden karşı taraf çok etkilenir bu sefer karşılıklı iki kişi angut bir sohbetin içinde 3.kişiyi çekiştirmeye başlarlar.Birkaç saat içinde kazanılan bu dostluk her ikisininde birbirine sırlarını söylememek üzere söz vermesi ile devam eder...Bol bol saatlerce telefon trafiği yapıp sanki birbirlerine dostmuş gibi bir iki mutlu gün geçirirler...
Sanki bu olaydan önce kimse birbiri ile ilgili hiç bir laf etmemiş,o onun namusuna diğerinin erkekliğine söz etmemiş gibi,tahtalara vurup allah evlatlarımızı korusun dememiş gibi bir koalisyon hükümeti kurarlar.Daha sonra ayıplama dönemi başlar..
Yaaa,öyle mi demiş,baaak ne ayıp zaten biz sana söyledik.Çok dikkat et bu kadına..
Hah işte ben biliyordum zaten...
Allah belasını versin o....
Şerefsiz kadın...
İftiracı ve yalancı.....
Konuşma onunla bir daha,ararsa açma..
Böyle böyle birbirlerini güzelce ayara getiriler.Sıkıntılarını diğer insanlara da bulaştırırlar.Kendi aralarında gruplaşırlar.Kıçında çöpü olan ortaya çıkmasın diye bu kişilerin arasına sıkışır..Kalabalıklaşırlar...
Doğru bir tanedir..Sana bu şekilde yalan yanlış laf getirip seni üzen asla ve asla dostun olamaz...
Tarih tekerrürden ibarettir.
İnsanları konuşmadan yargılayamazsın...
8 kişinin doğru dediği doğru olmaz...
Bu senin üslubunun çirkin olduğu gerçeğini değiştirmez..
Küfür gerçeği değiştirmez.
Alınıp son derece öfkelendiğin şey aslında senin neyin peşinde olduğunun aşikar bir şekilde anlatır.
İnsanlar konuşa konuşa anlaşır,ama barışmaz.
Bazı insanlar için hakikaten mesai harcamaya gerek yoktur.
Kendinden emin kişi ise üslubunu bozmaz.Hakaret etmez.Seviyelerine inmez..

Üzüntünün panzehiri bendedir...Ben olmadan bu üzüntü geçmez.Boşuna kafanızı yormayın..Siz konuştukça ben büyürüm..Yakmadan önce çok iyi düşünün zira sizden önce ateşi ben yakmışım...
Ve bu ateş siz konuştukça sönmez...
Üvey iki kız kardeşten ebediyetle kurtuldum...Kötülükleri yoğun konsantrasyonda kendilerini zehirleyecek...Birbirinin arkasından söylemedikleri şey kalmayan iki kobra en sonunda birbirini zehirleyecek...
Kırmızı başlıklı kız delirdi...Aslında küçücük masum bir kız olmadığını kanıtladı...Bundan sonra daha büyük şarkılar söyleyecek...
Yaşlı kadın cevabını aldı..Bir sene uğraştı sonuç ona bumerang gibi geri döndü..Bu abuk subuk hareketlerinin ne anlama geldiğini acı da olsa öğrendi...
Genç adamın çok canı yandı,ama kazancı çok yüksek oldu..Bundan sonra bol bol 18+ piyano çalarak rahatlamayı deneyecek...En büyük oyunu o oynadı....Büyük oynadı büyük kaybetti...
Ben de soruyorum iyi niyet,samimiyet,dostluk,sahiplenme,dürüstlük,insanlık nerede....
Kasabanın cadısını yakacağız derken insan olmanın erdemlerini de beraberinde yakmayın...Yada kendinizi atın ateşe yaşamayın...

Okuyun okuyun.....Yazmak herkesin harcı değildir zira :)))

GAYE KURT
























BOĞULACAĞIM


Bilsem ki mavi sularda boğulacağım,
Kimse anmayacak adımı senden başka,
Koyu derinliklerde yok olacağım,
Bir tek senin adını haykıracağım,
Bilsem ki nefes almayacağım bir daha,
Kimseler görmeyecek güldüğümü,
Nafile çırpınacak kalbim sensiz,
Bir tek sana hala inanacağım....
GAYE KURT

MASKE


Sinsidir insan yüzü sureti aldatır sizi,
Öfke geldi mi dile çatallaşır sözleri,
Namus denilince akla yanlız kadın gelse de,
Erkeğin namussuzu bedeldir bin kişiye,
Akıl baştan gidice hatır gönül dinlemez,
Maske düştü mü işte böyle kimse dinlemez,
İftiraymış yalanmış benim vaktim yok buna,
Önce sen eşeğini sağlam kazığa bağla,
Ondan biraz bundan biraz çalışmadan alalım,
Birde yetmezmiş gibi ona çalım satalım,
Aile terbiyesinin arkasına sığınma,
Yedirirler terbiyeyi işte böyle adama,
GAYE KURT

ANLIYORUM


Feryadının sebebini anlıyorum,
Anlatamadıklarından yaşayamadıklarından,
Ne sen suçlusun ne de ben masum,
Yokuşlarımızdan yasaklarımızdan,
Bitti sandığın şey yeni başladı,
Öfkelerimizden yorgunluğumuzdan,
Çığlığımı kelimelere gömdüm,
Faraziler ürettim bol bol,
Acabalarımdan belkilerimden,
Usandım kendimden bile,
Bildiklerimden söylemediklerimden,
Boşa kürek çekmesin kimse,
Asla baş edemezler benimle,
Koskocaman bir kaleyim önlerinde,
Yanlışım az doğrum bir dünya,
Gök taşı gibi düşecek üzerlerine,
Çaresiz değilim her şeyi anlıyorum sadece....
GAYE KURT

  AŞKIN TARİFİ MÜMKÜN Bir sabah güneşle uyandığında, Işığıyla kamaşır gözlerin, Garip halsiz bir yorgunluk, Mahmur bir gün başlangıcı, Aç mı...