16 Haziran 2015 Salı

KAPTANIN SEYİR DEFTERİ 101 SGK MANİFESTOSU

Ayaklarımın ağrısından gerçekten huzursuz oldum eve geldiğimde..
SGK Unkapanına bir nezaket ziyareti yapmam gerekti..Beni uzun zamandır davet ediyorlardı.Kaç defa telefon ettiler,kaç defa araya eş dost koyup sitem ettiler anlatamam..
Neyse artık gitmek icap etti..Biraz geç çıktım evden.Öğlen de çalışıyorlarmış.Mesai saatleri sabah 08:30 akşam 16:30 vallahi süper..Ama yinede yemek yeniyor tabii ki doğal olarak bir bakıyorsun bankoda kimse yok..Fakat düzenli mi düzenli..
Benden önce de tam olarak ne zaman emekli olacağını anlayamayan bir beyefendi vardı...
-Hıı,1223 iş günü mü diyorsun yani...?
-Evet aynen öyle,bu dolmadan emekli olamazsınız..
-1223 yani,hı ama gazetede diyor ki...
Banko görevlisi lafı adamın ağzına tıktı..Yüksek sesle cevapladı yine:
-Gazeteye değil,bize inanın beyefendi 1223 gün diyorum...
Fakaaaat,adamcık ikna olmadı..Bunu nereden mi biliyorum? Şuradan,ben binayı terk ederken hala başka bir bankoda 1223 diye sayıklıyordu...
Sıra bana geldi..Günlerimi hesapladı tamam dedi...Ay bir sevindim.Bir an her şey bitti zannettim.Ama yeni başlamış.
-Bu formu doldurun,yan bankoda ki kutunun içine koyun.Size emeklilik hak ettiğinize dair bir evrak verecekler..
-Peki,beyefendi ne kadar sürer acaba?
-Bilemiyorum arkadaşın yoğunluğuna bağlı...
Baktım ki arkadaş yoğun falan değil,ama öğle mesaisinde değilmiş gibi yapıyor aslında öğle mesaisinde..
Aynen dediği gibi yaptım..Dilekçemi doldurduktan sonra kutuya bıraktım..
Farkındaysanız,dün ve bu gün itibarıyla yazdığım dilekçeler,emekli olmam için gereken  5450 iş gününü fazlasıyla geçti...
Biraz bekledim fakat abide tık yok...Kalın camın üzerine yapılmış üç beş konuşma deliğine doğru sordum:
-Acaba cevap yazmanız ne kadar sürer?
Başını kaldırmaya tenezzül etmeden:
-Yarım saat ,dedi..
Dışarı çıktım,yağmura rağmen emekli olabilecek olmamın olasılığını da içime çekerek bir sigara içtim..
Kapının önünde duran adamlar bana epey bir alıcı gözüyle baktılar.Sanıyorum ki daha önce kapının önünde sigara içen kadın kişi hiç görmemişler.Bir ara Pantolonumun fermuarı açık kaldı,sandım...
5-6 dakika sonra içeri girdim..
Henüz kimse ortalıkta yoktu..Bir ön sıradaki kadıncağızın topuzuna sürünerek arkasına oturdum.Bir süre sonra GAYE KURT diye adımın haykırıldığını duydum..
Yani aslında ben defalarca o camın önüne gitmemişim,ne zaman hazır olur diye sormamışım gibi adam canhıraş bir şekilde baaaak biz evrağını yaptık gelip almıyorsun gibi poposunu yırtıyor...
Senelerin emeği o anda bir A4 kağıdında elimdeydi...MANİFESTOM işte canım benim...Hemen merdivenlere doğru seyirttim. Üzerinde yeşil Hawaii gömleği olan bir başka banko memuruna yaklaştım.Kağıda baktı ve bir karton parçası üzerine bazı sayılar yazdı..Kaşeledi,mühürledi..Arşive inmemi söyledi..Elimde kartonum aşağı indim...Soğuk bir MORG havası yüzüme çarptı. Aşağıda,karanlık,dehlizlerden geçilen...Kartonu kendilerine uzattım..Hayırlı olsun işleminiz tamam.Biz dosyanızı ilgili memura göndereceğiz dedi...Teşekkür ettim ama insanlar konusunda SEPTİK bir halde olduğum için..
-Acaba dosya buradaysa ben kendim götürsem diye teklifte bulundum..
Ben diyeyim rahmet istediler, Clark Gable'ın ''Rüzgar gibi geçti''filminden ,siz deyin Robert Redford'un ''Havana'' filminden bir bakış ilen birlikte sigaradan sapsarı olmuş tiskinç bir sırıtış tarafıma doğru yola çıktı...
-Merak etmeyin dosyanızı ben ulaştıracağım..Tekrar hayırlı olsun,dedi...

Var olmanın dayanılmaz hafifliği ve var olmanın tarifsiz rahatsızlığı bu gün orada indiğim onca merdivenin her yerinde kalıverdi....
Özgürdüm,emekliydim,canlıydım,çalışandım,yaşıyordum....

YAŞASIN......
Darısı emekli olmayan herkesin başına.....

GAYE KURT



















  AŞKIN TARİFİ MÜMKÜN Bir sabah güneşle uyandığında, Işığıyla kamaşır gözlerin, Garip halsiz bir yorgunluk, Mahmur bir gün başlangıcı, Aç mı...