16 Ekim 2014 Perşembe

KAPTANIN SEYİR DEFTERİ: KAPTANIN SEYİR DEFTERİ 63

KAPTANIN SEYİR DEFTERİ: KAPTANIN SEYİR DEFTERİ 63: Bir kaç sene evvel bir arkadaşım bana eczacı olmam sıfatıyla olsa gerek,görme engelliler için kullanılan beyaz bastonu nerede bulacağımı so...

KAPTANIN SEYİR DEFTERİ 63

Bir kaç sene evvel bir arkadaşım bana eczacı olmam sıfatıyla olsa gerek,görme engelliler için kullanılan beyaz bastonu nerede bulacağımı sordu.Hiç bir bilgim yok,ben biraz araştırayım sana geri dönerim dedim..
Bahçelievler'de konuyla ilgili bir dernek olduğunu ve oradan temin edilebileceğini öğrendim..
Telefon edip haber verdim.Kız da benden rica etti.
-Lütfen vaktim yok sen alabilir misin? Hayır diyemedim....Sanki benim vaktim o kadar bol da şokella niyetine ekmeğe sürüyorum.Kabul ettim.
-Ben sana ücreti neyse veririm.
Sanki ne yani:böyle bir hizmet için,bir de para mı alacağım..
-Sen kendin gelip eczaneden alırsan olur,dedim..Sözleştik..
Ben de yola düştüm.Adresi bir türlü bulamadım.Ara sokaklardan birinde,garip bir çıkmaz sokak gibi de, çıkar gibi bir garip caddenin sağ tarafında..Arabamı park edip inanın çok aradım..Yorgunluktan ve adres aramanın sarhoşluğu ile bir direğe yaslandım.Yanımdan geçen birisine öncelikle otobüs durağını soracağım..
Epeyce yaklaşmışım,duyuyorum,anlatamıyorum....
-Af edersiniz beyefendi,bilmem ne otobüs durağı neresi acaba?...
-Tam tabelanın altındasınız dedi ve gülümseyerek yoluna devam etti..
Aaaa,kafamı bir kaldırdım evet,sanki görme engelli benim bir tabelayı okuyamıyorum..
Hemen arkası zaten dernek..Bu arada dar kapıdan Kapadokya  yer altı şehirleri gibi ancak bir kişi geçebiliyor,Zaten karşıdan gelene yol vermeyen sağa sola çılgın bir salınım yapan beyaz bastonu kafasına küüt diye yiyiyor.
Bu tehlikeyi de bertaraf edip,hızla içeri girdim..Çok kitap olduğunu hatırlıyorum,şaşkınlığım ''gurk'' diye yutkunmama sebep olmuştu..Niye okuyamadıklarını düşündüysem...Ve olay kadın Sekreter Seher hanım....
-Buyurun diye karşıladı..Buyuracağım ama ,Gözlerimi kadının dudaklarından bir türlü alamıyorum..
Kırmızı kalem ile çerçevelenmiş,Muazzez abacı gibi üstten taşma yapılıp olduğundan daha da dolgun bir hale getirilmiş ve ruj ile adeta sıvanmış bir ağız, garip ötesi bir sahne makyajı..Rahmet istedi, Amy Winehouse tarzı kabarık bir saç iğrenç yeşil bir kazak...
Şimdi çoğu kişinin görme engelli olduğu düşünülürse,saç ve yeşil kazak için yorumum bellidir..Ama o ruj,yani kimse görmüyor diye yapılmaz ki...
Büyük ihtimalle belki birisi beni fark eder,kısmet ayağıma gelir diye düşünerek yaptı ise o zaman didik krepe saç ve yeşil kazak kısmeti kafadan engeller...Eh engellilere ait bir yerdeyiz,her türlüsü normal..
İyi niyetle,kibarca isteğimi yerine getirdi,30 TL o zamanın parası bir ödeme yaptım derneğe bağış olarak...Ve şunu eklemeyi ihmal etmedi...
-Lütfen kötü niyetli kişilerin eline geçmesin,çünkü dilenmek için kullanıyorlar..
İşte o an en sürüngen en küçük böcekten bile daha rezil hissettim kendimi...O kötü niyetli kişi benim deminden beri sizinle ilgili çok kötü şeyler düşünüyorum.Ve o baston kötü nietli bir kişinin elinde.Zihin okuma engelli olduğunuz için beni anlayamıyorsunuz....Solucan oldum...Kadın eliyle saçını düzeltip:
-Bu gün pek halsizim,solgun muyum ,diye sormaz mı?
Var olmanın dayanılmaz hafifliği içinde yok olmak istiyorum zira vereceğim her cevap yalan olacak..
-Yooo,size iyi günler deyip kendimi dışarı attım....
Bütün bunları neden anlattım: Bu gün yolda otostop çeken bir görme engelli adam vardı..Daha doğrusu azıcık geçince fark ettim ve almadığım için çok pişman oldum..Sarıyer'e indiğimde aynı adama karşıdan karşıya geçerken yol verdim de içim biraz da olsa rahatladı...Elindeki beyaz baston ben de bu anıyı canlandırdı...
Kıssadan hisse,en büyük engel bir mevzuyu idrak etmemek için ısrar etmektir ki,bunu beyaz baston dahi kurtaramaz......

Engelsiz ve çengelsiz günler...

GAYE KURT















-

  AŞKIN TARİFİ MÜMKÜN Bir sabah güneşle uyandığında, Işığıyla kamaşır gözlerin, Garip halsiz bir yorgunluk, Mahmur bir gün başlangıcı, Aç mı...