Kalabalık ,uzun bir masa,çok çok insanlar...
Her zaman kalabalık bir aileye sahip olmak istedim.Uzun bayram sofraları kurulsun,yenilsin içilsin eğlenilsin...Tabi ki bulaşıkları ben yıkamayayım...Ne güzel hikayeler birikir kalabalıkta..
Mesela;biri diğeriyle kavga etmiştir de araya birileri girip barıştırmıştır.Her vesileyle kalabalığa aldırmadan yine birbirlerini çekiştirirler..Duyulmadan..
_Fethi dayıma dua etsin,ben onun yüzüne bakmazdım ama,işte dayının hatırı büyük...Ve gözler bilmiş bilmiş devrilir,gerdan kırılır...
O arada tıkınmayı da ihmal etmezler...
Hep bir dedikoducu vardır,laf gezdirmez ise namazı kabul olunmaz gibi davranır..Yemeği soğur,çayı buz keser yine de vazgeçmez konuşmaktan...
_Ay,aramızda kalsın çok borçları varmış...Zinnur'dan borç istemişler o da vermemiş, dargınlarmış şimdi..
_Yahu deme,ama belliydi...Çok müsrif bir kadın o...Yada adam...
Bir de hep dertli olanlar vardır..Hastalığı hiç bitmez.Nedense o tahlil sonuçları hep çantada taşınır..Ortaya çıkarılır,ayrıntılı anlatılır..
_Baktım olmayacak,özele gittim.''Yani parası ne ise verdim'' demektir o..Ama sonuç hiç değişmez.Çünkü tahili yapılan kan bu dertli şahsa ait olduğu için,özelde devlette aynı kana bakar...Sonuçta aynı çıkar..
Sonra devamlı ağrıları olanlar vardır.Hep beli ağrır,dizleri ağır..Ama sevişirken hiç bir yeri ağrımaz..Ağrılarına pek iyi gelir..Ertesi gün gene ağrır..Ama başı hiç ağrımaz.Nedenini siz tahmin edin..:))
_Ayaklarımdan başlıyor bööööle,sırtımdan omuriliğime kadar vuruyor...Nasıl bir ağrı ise artık...Kobra mübarek...
_Çok geçmiş olsun canım....Aynı hastalıktan ne hikmetse,bir tanıdıklarında daha olur ve şipşak teşhis koyulur ve ilaç bile tavsiye edilir...O ilaç ona iyi gelmiştir,kobra ağrılara birebirdir....
Sohbete bir türlü dalamayan,giremeyen saplanamayanlar ise devamlı sorti yapıp konuya katılmaya çalışır..
_Öyle mi demiş?
_Hayır,öyle dememiş,böyle demiş..
_Eee,demin öyle dedi,dedin..Gibi lüzumsuz girizgahlar yapıp konu vıcık vıcık sulandırılır...
_Yahu öyle demedim....FESLEĞEN hanım...Sen nerenle dinliyorsun bizi?
_Biyerimle dinlemiyorum,sen öyle deyince...
_Ayyy,tamam tamam ne anladıysan o...
Enerjini çeker,bir anda gözlerini emip,yere türkürmüş gibi hissedersin...Gözün kararır..Kalbin bulanır...
Derken bir bakarsın ki konuyu unutmuşsun...Sinir stres de cabası,çayın yanına...
Her zaman kalabalık bir aileye sahip olmak istedim.Uzun bayram sofraları kurulsun,yenilsin içilsin eğlenilsin...Tabi ki bulaşıkları ben yıkamayayım...Ne güzel hikayeler birikir kalabalıkta..
Mesela;biri diğeriyle kavga etmiştir de araya birileri girip barıştırmıştır.Her vesileyle kalabalığa aldırmadan yine birbirlerini çekiştirirler..Duyulmadan..
_Fethi dayıma dua etsin,ben onun yüzüne bakmazdım ama,işte dayının hatırı büyük...Ve gözler bilmiş bilmiş devrilir,gerdan kırılır...
O arada tıkınmayı da ihmal etmezler...
Hep bir dedikoducu vardır,laf gezdirmez ise namazı kabul olunmaz gibi davranır..Yemeği soğur,çayı buz keser yine de vazgeçmez konuşmaktan...
_Ay,aramızda kalsın çok borçları varmış...Zinnur'dan borç istemişler o da vermemiş, dargınlarmış şimdi..
_Yahu deme,ama belliydi...Çok müsrif bir kadın o...Yada adam...
Bir de hep dertli olanlar vardır..Hastalığı hiç bitmez.Nedense o tahlil sonuçları hep çantada taşınır..Ortaya çıkarılır,ayrıntılı anlatılır..
_Baktım olmayacak,özele gittim.''Yani parası ne ise verdim'' demektir o..Ama sonuç hiç değişmez.Çünkü tahili yapılan kan bu dertli şahsa ait olduğu için,özelde devlette aynı kana bakar...Sonuçta aynı çıkar..
Sonra devamlı ağrıları olanlar vardır.Hep beli ağrır,dizleri ağır..Ama sevişirken hiç bir yeri ağrımaz..Ağrılarına pek iyi gelir..Ertesi gün gene ağrır..Ama başı hiç ağrımaz.Nedenini siz tahmin edin..:))
_Ayaklarımdan başlıyor bööööle,sırtımdan omuriliğime kadar vuruyor...Nasıl bir ağrı ise artık...Kobra mübarek...
_Çok geçmiş olsun canım....Aynı hastalıktan ne hikmetse,bir tanıdıklarında daha olur ve şipşak teşhis koyulur ve ilaç bile tavsiye edilir...O ilaç ona iyi gelmiştir,kobra ağrılara birebirdir....
Sohbete bir türlü dalamayan,giremeyen saplanamayanlar ise devamlı sorti yapıp konuya katılmaya çalışır..
_Öyle mi demiş?
_Hayır,öyle dememiş,böyle demiş..
_Eee,demin öyle dedi,dedin..Gibi lüzumsuz girizgahlar yapıp konu vıcık vıcık sulandırılır...
_Yahu öyle demedim....FESLEĞEN hanım...Sen nerenle dinliyorsun bizi?
_Biyerimle dinlemiyorum,sen öyle deyince...
_Ayyy,tamam tamam ne anladıysan o...
Enerjini çeker,bir anda gözlerini emip,yere türkürmüş gibi hissedersin...Gözün kararır..Kalbin bulanır...
Derken bir bakarsın ki konuyu unutmuşsun...Sinir stres de cabası,çayın yanına...
Fesleğen gibi hanımlar, birisini yeni görmüş gibi alıcı gözle,dik dik bakarak inceleyip,garip fiziki yorumlar getirmekten de hoşlanan kimselerdir...
_Sen dişlerini mi yaptırdın?...''Bu ben senin ağzının içine baktım iyice ''demektir..
Hayır denince de kabul edilmez.
_Var,var bir değişiklik var sende,o zaman dudaklarına silikon yapmışsın...
Hadi,buyur buradan yak....
Oturma sıkıntısı yaşayanlar...
_Ben ona yer ayırdım yanımda,bak gitti nereye oturdu...
Nereye oturacak,rahatsız olduğu kişinin fersah fersah uzağına elbette...
O bir kaç saatlik aile toplantısında kaynar da kaynar ortalık...
Ama insanlar her şeye rağmen bir arada olmaz ise,olmaz....Kalabalık iyidir...Konuşmak güzeldir...
Fesleğen kokusu sivrisinekleri kovar,derler..
Bence Fesleğen'in sorusu insanları kovar....
Sohbetiniz bol olsun...
GAYE KURT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder