SİZLERİN DE DESTEĞİ İLE 95. GÖNDERİMİ YAZIYORUM...HEPİNİZE ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM...
Bu gün biraz daha toplumsal bir ivmeden bahsetmek istiyorum...Pazara gittiğinizde herkesin daha önceden alışveriş yaptığı bir tezgahı muhakkak vardır.Sadece ve sadece ondan alışveriş yapar çünkü ona güvenir.Yani daha ucuz veriyor veya bana çok tatlı baktı be diye bir tezgahtan alışveriş yapmazsınız..Ya da çok yakışıklı diye fazladan 1 kilo fazla bir sebze almazsınız...Ben değilseniz tabiii:))))))
Güven insan üzerinde çok önemli bir faktördür...Fazla para bile vermiş olsanız güvenle eve gelir ve aldığınız şeyleri emin olarak buzdolabına yerleştirirsiniz.Bazen de yahu şu adamın yaprağı harika,nefis yumuşacık...Zeytinyağlı için çok harika.Sana da ondan alayım bir daha ki sefere, diye bir de arkadaşınıza tavsiyede bulunursunuz...
Arkadaşlık ve insan ilişkilerini de ben bu pazar tezgahına benzeteceğim...Hiç tanımadığın bir pazarda isen vay haline...Ama tanıyor isen biraz daha şanslısın..Hem kendin algıda vergide bulunursun,hem tavsiye edersin ve hatta tanıştırırsın...Güvenmiş sindir ve karşındaki de güvensin diye onu ikna edersin...
Hayat boyu bu teraziyi dengeleyememiş bir kadın adem olduğum için ve bundan sonra da bunu dengelemem pek mümkün olmadığı için,yaradılıştan dır diyerek kendi durumumu kabullendim...Yanlış insanlara güvenip yanlış kişiler ile oturup konuşan bir kişiyim.Yani hep yanlış pazar tezgahlarında dolaşıyorum..Bir süre sonra algılama devrem başlıyor ama bu sefer de kendi kendimi ikna edemiyorum...
Bir kişinin güvenini kötüye kullanmak sizi nereye götürür..Bu sorunun cevabı elbette bellidir..
''Cehennemin dibine'':)))) Ama gitmeden önce hangi mevzuya ne derece hakimsiniz,elinizde ne gibi bir kuvvet ve yaptırım var...Acaba diğer insanlar üzerinde ne kadar ikna edici siniz,paranız var mı?
Bunlar çok şıklık la önemlidir.Zira gittiğiniz yere gidişinizi yavaşlatacak unsurlardır...
Neticede biraz daha geç ulaşırsınız ama adres bellidir...Bu sondan sizi hiç kimse kurtaramaz...
Bunu bir tehdit olarak algılamak son derece yanlış ve sakıncalıdır...Çünkü güven karşılıklı oluşan bir unsurdur.Her iki tarafın ki aynı tandansta olmasa bile,paylaşımlar karşılıklı yapılır...Bu insanlar arasındaki PSİKOLOJİK OZMOS yoğunluğa göre bir tarafa az,bir tarafa çok olarak değişkenlik gösteren bir parametredir...Misal bu ya ;bir taraf kendini pek akıllı sanan bir şahıs ise gerçekte uzun zamandır kim ile oturup konuştuğunu,paylaşımda bulunduğunu bazı sebeplerden ötürü unutmuş ise...
Gücünü başka insanlardan alıyor ise,tek başına bir hiç ise,yaptığı yaşadığı şeylerin sorumluluğunu almaktan aciz ise,başına bir şey geldiğinde kadın kişilerin eteklerinde zırıl zırıl ağlıyor ise,olmadık fanteziler üretip insanları buna ikna etmeye uğraşıyor ise bu psikolojik ozmos'unu etkileyebilir.
Bir de tabi ki kendi üretimi olan bazı şeylere inanmak ve bu algıyla hayatının geri kalanını geçirmek
gibi bir talihsiz durum da söz konusu olacaktır...Ki bu yalnız kaldığında kişiyi çok fazlasıyla etkileyecektir...
Böyle süslü püslü özetlemek istedim konuyu...Anlayan kişiler anlamayanlara anlatsın diye...
Bence en komik hayvanlardan biri devekuşudur..Saklandığını sanır...
En riskli sebze de hıyardır..İçi boş ise hiç bir işe yaramaz...Hıyarı tanıdığınız tezgahtan alırsanız güven sorunu yaşamazsınız....Bir hıyarla psikolojik ozmos yaşayamazsınız.....
Tarım Hayvan ve Köy işleri bakanlığı ile girmiş olduğum yazılı temaslar neticesinde son derece ilginç bir hıyar türü tespit ettiğimi kendilerine bildirdim...
Konuşabiliyor,güven telkin ediyor ve onunla psikolojik ozmos yaşadığını düşündürüyor,ağzı laf yapıyor,çok konuşuyor ama başı sıkışınca kendi konuşamıyor ve şekil değiştirip deve kuşu olabiliyor...
Kendileri de çok ilginç buldular konuyu derhal incelemeye alacaklarını bana bildirdiler..Çok memnun oldum..En azından beni anlayan bir devlet müessesesi var...
Hıyarı bildiğiniz tezgahtan alın tuzlayıp yiyin önümüz yaz......:))))
GAYE KURT
Bu gün biraz daha toplumsal bir ivmeden bahsetmek istiyorum...Pazara gittiğinizde herkesin daha önceden alışveriş yaptığı bir tezgahı muhakkak vardır.Sadece ve sadece ondan alışveriş yapar çünkü ona güvenir.Yani daha ucuz veriyor veya bana çok tatlı baktı be diye bir tezgahtan alışveriş yapmazsınız..Ya da çok yakışıklı diye fazladan 1 kilo fazla bir sebze almazsınız...Ben değilseniz tabiii:))))))
Güven insan üzerinde çok önemli bir faktördür...Fazla para bile vermiş olsanız güvenle eve gelir ve aldığınız şeyleri emin olarak buzdolabına yerleştirirsiniz.Bazen de yahu şu adamın yaprağı harika,nefis yumuşacık...Zeytinyağlı için çok harika.Sana da ondan alayım bir daha ki sefere, diye bir de arkadaşınıza tavsiyede bulunursunuz...
Arkadaşlık ve insan ilişkilerini de ben bu pazar tezgahına benzeteceğim...Hiç tanımadığın bir pazarda isen vay haline...Ama tanıyor isen biraz daha şanslısın..Hem kendin algıda vergide bulunursun,hem tavsiye edersin ve hatta tanıştırırsın...Güvenmiş sindir ve karşındaki de güvensin diye onu ikna edersin...
Hayat boyu bu teraziyi dengeleyememiş bir kadın adem olduğum için ve bundan sonra da bunu dengelemem pek mümkün olmadığı için,yaradılıştan dır diyerek kendi durumumu kabullendim...Yanlış insanlara güvenip yanlış kişiler ile oturup konuşan bir kişiyim.Yani hep yanlış pazar tezgahlarında dolaşıyorum..Bir süre sonra algılama devrem başlıyor ama bu sefer de kendi kendimi ikna edemiyorum...
Bir kişinin güvenini kötüye kullanmak sizi nereye götürür..Bu sorunun cevabı elbette bellidir..
''Cehennemin dibine'':)))) Ama gitmeden önce hangi mevzuya ne derece hakimsiniz,elinizde ne gibi bir kuvvet ve yaptırım var...Acaba diğer insanlar üzerinde ne kadar ikna edici siniz,paranız var mı?
Bunlar çok şıklık la önemlidir.Zira gittiğiniz yere gidişinizi yavaşlatacak unsurlardır...
Neticede biraz daha geç ulaşırsınız ama adres bellidir...Bu sondan sizi hiç kimse kurtaramaz...
Bunu bir tehdit olarak algılamak son derece yanlış ve sakıncalıdır...Çünkü güven karşılıklı oluşan bir unsurdur.Her iki tarafın ki aynı tandansta olmasa bile,paylaşımlar karşılıklı yapılır...Bu insanlar arasındaki PSİKOLOJİK OZMOS yoğunluğa göre bir tarafa az,bir tarafa çok olarak değişkenlik gösteren bir parametredir...Misal bu ya ;bir taraf kendini pek akıllı sanan bir şahıs ise gerçekte uzun zamandır kim ile oturup konuştuğunu,paylaşımda bulunduğunu bazı sebeplerden ötürü unutmuş ise...
Gücünü başka insanlardan alıyor ise,tek başına bir hiç ise,yaptığı yaşadığı şeylerin sorumluluğunu almaktan aciz ise,başına bir şey geldiğinde kadın kişilerin eteklerinde zırıl zırıl ağlıyor ise,olmadık fanteziler üretip insanları buna ikna etmeye uğraşıyor ise bu psikolojik ozmos'unu etkileyebilir.
Bir de tabi ki kendi üretimi olan bazı şeylere inanmak ve bu algıyla hayatının geri kalanını geçirmek
gibi bir talihsiz durum da söz konusu olacaktır...Ki bu yalnız kaldığında kişiyi çok fazlasıyla etkileyecektir...
Böyle süslü püslü özetlemek istedim konuyu...Anlayan kişiler anlamayanlara anlatsın diye...
Bence en komik hayvanlardan biri devekuşudur..Saklandığını sanır...
En riskli sebze de hıyardır..İçi boş ise hiç bir işe yaramaz...Hıyarı tanıdığınız tezgahtan alırsanız güven sorunu yaşamazsınız....Bir hıyarla psikolojik ozmos yaşayamazsınız.....
Tarım Hayvan ve Köy işleri bakanlığı ile girmiş olduğum yazılı temaslar neticesinde son derece ilginç bir hıyar türü tespit ettiğimi kendilerine bildirdim...
Konuşabiliyor,güven telkin ediyor ve onunla psikolojik ozmos yaşadığını düşündürüyor,ağzı laf yapıyor,çok konuşuyor ama başı sıkışınca kendi konuşamıyor ve şekil değiştirip deve kuşu olabiliyor...
Kendileri de çok ilginç buldular konuyu derhal incelemeye alacaklarını bana bildirdiler..Çok memnun oldum..En azından beni anlayan bir devlet müessesesi var...
Hıyarı bildiğiniz tezgahtan alın tuzlayıp yiyin önümüz yaz......:))))
GAYE KURT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder