Bir koşturmadır gidiyor.Başımı kaşımaya vakit bulamıyorum derler ya aynen öyle bir dönemdeyim.Sıcak bir yandan,klima da pek sevmem...Yandım cayır cayır geçen gün sıcaktan..
Arabalara bindiğimiz an fırına girmiş tavuk hissiyatındayız..Ön camdan ne kadar kızardığımız görülebilir..
İşte arabadan indiğimde oğlumun en sevdiği yiyecek oluyorum..Kızarmış tavuk...
Arabayı otoparka park ettim.Yolun kalan kısmını biraz yürümem lazım.Fazla terlemeden gideceğim yere ulaşmam lazım..Ve ulaştım da..
Restauranta geldiğimde henüz kimsecikler gelmemişti...En gölge masayı seçtim ve oturdum.Benim arkamdan iki hanım daha geldi..Bir turist Ömer havasında eteklerini savurarak sağa sola bakınıp hızlı hızlı konuşmaya başladılar..
- Ayyyy,manzaraya bak Nurhan ne harika...
-Evet,dedikleri kadar varmış...Birkaç fotoğraf çekelim..Dur bak sen böyle geç..
-Tamam istersen şöyle dur,arkadan mazarada çıksın..
-Bak,gemiii...
-Aaaaa....
Allahım bu ne demek,dedim kendi kendime...Yani Boğaz burası gemi geçer normal,yani suda helikopter görmüş gibi hayrete düşülür mü?
Sonra bu iki kadıncık koca bir selfie çubuğu çıkardılar..Garip bir dudak büzme hareketi,süsecek inek gibi bir garip bakışlar,fotoğrafı çekip ''işte çok güzel oldu,hahhayt''hareketleri...
Bu sahne oldukça uzun sürdü..Ben de elimde dergi oyalanmaya çalışıyorum.Güneş gözlüklerimin arkasından COLORMATIK SELFIE MOVIE seyrediyorum.Keyfim yerinde...
Derken bununla tatmin olmadılar..Bir de kan terr içinde iftar için masaları hazırlamaya çalışan garsonu kurban olarak gözlerine kestirdiler..
Bir marazi neşe,bir luzümsuz istem dışı el kol hareketleri...Bir duble parasempatiksiz sinir sistemi gibi iki kadın kişi..
-Bakarmısınız...Diye bağırarak el bileği aşağı doğru kıvrılıp garsona komple kol ile gel işareti yapıldı..
-Buyurun..
-Bir resim çeker misiniz bize?
-Tabii..
Ama adam pişman olacak biliyorum..O bir resim moda çekimine dönmüştü ki garsonu şef çağırdı..
Kadın garsonun arkasından bağırdı.
-Acaba iki Türk kahvesi alabilir miyiz ?
Garson hayretle bakakaldı,zira 45 dakika sonra iftar olacak ve servis yetiştirmeye çalışıyor çünkü..
-Şefle görüşseniz,ben bilemiyorum mutfak müsait mi?
-Haa, şef nerede peki?
-Bilemiyorum gelir birazdan...
Bu kibarca hayır kahve alamazsınız demek ama hatun anlamamakta ısrar ediyor..
Şef nasıl güzel sağır taklidi yapıyor nasıl harika arazi oluyor anlatamam..İnanın oscar alır..Fakat kadın taa adamın dibine kadar gidip küçük tatlı kız elma şekeri istiyor der gibi adamı ikna etmeyi başardı...
Kahveler içildi,sigaralar tüttürüldü,neşe içinde birkaç saat geçirildi..
Bana da uzaktan empati yapmak kaldı...
Yapma empati,sana ne,sen de iste kahve,resim de çektirt,sana ne adamın işi varsa sen mi kurtaracaksın günü...Rahat ol...
Yok olamam fıtratım da yok...İşte onlarda da ben de olan yok...Hikmetinden sual olunmaz ben de böyle yaratılmışım...
Ziyadesi ile memnunum...Hayırlı iftarlar hepinize ferah sofralarınız olsun....
GAYE KURT
Arabalara bindiğimiz an fırına girmiş tavuk hissiyatındayız..Ön camdan ne kadar kızardığımız görülebilir..
İşte arabadan indiğimde oğlumun en sevdiği yiyecek oluyorum..Kızarmış tavuk...
Arabayı otoparka park ettim.Yolun kalan kısmını biraz yürümem lazım.Fazla terlemeden gideceğim yere ulaşmam lazım..Ve ulaştım da..
Restauranta geldiğimde henüz kimsecikler gelmemişti...En gölge masayı seçtim ve oturdum.Benim arkamdan iki hanım daha geldi..Bir turist Ömer havasında eteklerini savurarak sağa sola bakınıp hızlı hızlı konuşmaya başladılar..
- Ayyyy,manzaraya bak Nurhan ne harika...
-Evet,dedikleri kadar varmış...Birkaç fotoğraf çekelim..Dur bak sen böyle geç..
-Tamam istersen şöyle dur,arkadan mazarada çıksın..
-Bak,gemiii...
-Aaaaa....
Allahım bu ne demek,dedim kendi kendime...Yani Boğaz burası gemi geçer normal,yani suda helikopter görmüş gibi hayrete düşülür mü?
Sonra bu iki kadıncık koca bir selfie çubuğu çıkardılar..Garip bir dudak büzme hareketi,süsecek inek gibi bir garip bakışlar,fotoğrafı çekip ''işte çok güzel oldu,hahhayt''hareketleri...
Bu sahne oldukça uzun sürdü..Ben de elimde dergi oyalanmaya çalışıyorum.Güneş gözlüklerimin arkasından COLORMATIK SELFIE MOVIE seyrediyorum.Keyfim yerinde...
Derken bununla tatmin olmadılar..Bir de kan terr içinde iftar için masaları hazırlamaya çalışan garsonu kurban olarak gözlerine kestirdiler..
Bir marazi neşe,bir luzümsuz istem dışı el kol hareketleri...Bir duble parasempatiksiz sinir sistemi gibi iki kadın kişi..
-Bakarmısınız...Diye bağırarak el bileği aşağı doğru kıvrılıp garsona komple kol ile gel işareti yapıldı..
-Buyurun..
-Bir resim çeker misiniz bize?
-Tabii..
Ama adam pişman olacak biliyorum..O bir resim moda çekimine dönmüştü ki garsonu şef çağırdı..
Kadın garsonun arkasından bağırdı.
-Acaba iki Türk kahvesi alabilir miyiz ?
Garson hayretle bakakaldı,zira 45 dakika sonra iftar olacak ve servis yetiştirmeye çalışıyor çünkü..
-Şefle görüşseniz,ben bilemiyorum mutfak müsait mi?
-Haa, şef nerede peki?
-Bilemiyorum gelir birazdan...
Bu kibarca hayır kahve alamazsınız demek ama hatun anlamamakta ısrar ediyor..
Şef nasıl güzel sağır taklidi yapıyor nasıl harika arazi oluyor anlatamam..İnanın oscar alır..Fakat kadın taa adamın dibine kadar gidip küçük tatlı kız elma şekeri istiyor der gibi adamı ikna etmeyi başardı...
Kahveler içildi,sigaralar tüttürüldü,neşe içinde birkaç saat geçirildi..
Bana da uzaktan empati yapmak kaldı...
Yapma empati,sana ne,sen de iste kahve,resim de çektirt,sana ne adamın işi varsa sen mi kurtaracaksın günü...Rahat ol...
Yok olamam fıtratım da yok...İşte onlarda da ben de olan yok...Hikmetinden sual olunmaz ben de böyle yaratılmışım...
Ziyadesi ile memnunum...Hayırlı iftarlar hepinize ferah sofralarınız olsun....
GAYE KURT