5 Ocak 2015 Pazartesi

KAPTANIN SEYİR DEFTERİ 82 ALIŞVERİŞ ÖMER VE KIRMIZI DON

Bir alışveriş çılgınlığıdır gidiyor..Her yer indirimde.Yani Aralıkta aldığın bir ürün ocak 1 de yarı fiyatına..Anlının ortasında sen enayisin yazısı beliriveriyor...
Bir AVM'de çok sevdiğim daha doğrusu gezmekten keyif aldığım bir mağazadayım...Yanımda kızım,arkadaşı ve oğlum Ömer var...
Normalde yalnız gezmekten hoşlanırım,bu sefer olmadı işte...
Bu mağaza çok uçuk renkleri kullanır.Çok uçuk gri,mavi pembe sarı beyaz...Veya kırmızı,bordo lacivert gibi çarpıcı renkleri..Özenle raflara yerleştirilmiş pijamalara dokunmaya çekinirsin..Her kombine uygun sabahlık,yumuşacık havludan pamuk şeker hissi veren sweetshirtler,Takımın rengine uygun ev ayakkabıları terlikler,bulut kıvamında çoraplar...
İç çamaşırları apayrı bir rüyadır.O kadar incecik dantellerle hazırlanmıştır ki normal bir ademoğluna bunları kim giyebilir diye düşündürür..Zaten bunu giyen kişi insan değildir.Başka bir dünyadan yeryüzüne gönderilmiş bir doğa üstü varlık olmalıdır...O doğa üstü varlık doğal olarak zayıftır ve iri gözlü bol kirpiklidir..Bu mağazadan seçtiği bir kombin ile sabah kalktığında,pamuk şeker sabah robunu giyip ayağına da yumuşacık terliklerden geçirir..Ayyy ne kabayım geçirir dedim , kelebek gibi o terliklere konar diyecektim..Hemen ultra modern mutfağında hafifçe esneyerek kahve makinesinin düğmesine basar ve iki kapılı buzdolabından taze sıkılmış bir meyve suyu kutusunu çıkarıp,kocaman ince bir bardağa cırt kadar koyar..Cırt kadar dedim çünkü o bir narindir.Kıtır ekmeğine tereyağı sürmez böyle ökçe gibi...Kahvesini yudumlarken o gün giyeceği kıyafetine karar verir..Tabi ki iç çamaşırları da dudak uçuklatan zariflikte kendi ile aynı kıvamdadır...
Tüm bu hayaller içinde bir nebze de olsa kendini bir hoş bir bir şey hissedersin...Ama iş alışveriş kısmına geldiğinde aynı pijama takımından iki tane alıp birleştirme olayına girmen gerektiği gerçeği tokat gibi yüzüne çarpar ve aniden uyanırsın...
Bu şahane mağaza indirim sebebiyle tam bir çarşamba pazarı olmuş mu?
O canım dokunmaya kıyılamayan eşyalar bankoların üzerine yığılmış mı?
İnsanlar o nadide parçaları yığın içinden çekeleyerek almaya çalışıyorlar mı?
Kasa da kuyruk kilometrelerce uzamış mı?
Vallahi gözlerime inanamadım...
O zaman ,bel ki ,ben de acaba girsem mi,yok canım artık gibi düşünceler içinde boğuşurken kızlar mağazaya dalıverdi...
Yahu Ömer var girmeyelim dememe kalmadan arkalarından Ömer içeri daldı...Hemen kolundan tuttum,çünkü çocuğu alıp alışveriş poşetine tıkabilecek kadar şuurunu yitirmiş histerik gülücükler atan bir kadın ordusu var içeride...Oğlumu tembihledim,yanımdan ayrılmamasını söyledim...
Ben daha önceden bu mağazayı tavaf ettiğim için histeriye kapılmadım.Gözüm bir çantaya ilişti ona bakmak için bir saniye gözümü Ömer'den ayırdım..Oğlan yok oldu..Bu sefer bağırarak oğlumu aramaya başladım..Allah!tan, çabuk cevap verdi....
Ayağında demin hayalimde canlandırdığım hurinin ayağında olması gereken pamuk şeker bir ev terliği,başında da yine aynı hurinin selülitsiz kalçalarına giymesi gereken kırmızı bir g-string külotla...
Atmaca gibi atılıp donu oğlanın kafasından aldım....:)))
Hayallerimin mağazası benim için yıkıldı...Bir ara kızlardan birini bankodaki yığının arkasında gördüm..
Bir şeyler almayı başardılar...
Ama bence zor olan indirim öncesi mağazadaki algı ile alışveriş yapmak...Hiç kimsenin indirimde bedenlere bakarak bir şey aldığını sanmıyorum...Dikkat de ettiklerini zannetmiyorum..
Netice de Ömer'in başındaki kırmızı donu da,indirimli diye birisi alacağına göre:))))
Hayal edin belki olur...

GAYE KURT


















  AŞKIN TARİFİ MÜMKÜN Bir sabah güneşle uyandığında, Işığıyla kamaşır gözlerin, Garip halsiz bir yorgunluk, Mahmur bir gün başlangıcı, Aç mı...