22 Ekim 2014 Çarşamba

KAPTANIN SEYİR DEFTERİ 65

Bazen insanın işleri bir türlü rast gitmez...Hep bir aksilik hep bir yanlışlık devam eder ve en sonunda artık pes edersin...İşte bunun gibi bir günden bahsedeceğim size...
Seneler evvel yurt dışı için pasaportumu uzatmam lazım fakat çok kısıtlı bir zamanım var.Son dakika ani bir seyahat ve pasaportun süresi bitmiş...O zamanlarda pasaport idarelerinde telex denilen süpersonik bir alet var ve uzay mekiği muamelesi görüyor...Elimde pasaportum koşarak Zeytinburnu İlçe emniyet Müdürlüğüne gittim.Pasaportu alan memur işimin kesinlikle 10 günden fazla süreceğini,iki gün içinde telex mesajının gelemeyeceğini söylediğinde kısmi felç geçiriyordum. Çünkü bu süper aleti burada kullanan memur arkadaş varmış da,Mersin'de ki arkadaş izinliymiş...Taaa İstanbul'dan adamın Mersin'de olmadığını görebiliyor.MİT mübarek...Neyse ben şef ile konuşmak için ısrar ettim.Beni arka tarafa aldılar ve Komiser Sevgi hanım ile müşerref oldum.Burnundan kıl aldırmadı,aynı memurun dediklerini tekrarladı ve telex de gene takılı kaldık...
Sürüngen bir şekilde eşimin iş yerine geri döndüm...Ağlamaklıyım ama...
Eşim telefon açtı ve Komiser sevgi hanımla konuştu...
-Efendim acil bir iş seyahati için çok acil pasaportun süresinin uzatılması lazım.Takdir edersiniz ki tüm ayarlamalar yapıldı..Bir kongre olayımız var.Oldukça mühim.Ben de Kozmetik toptancısıyım sizin için bir koli hazırlattım birazdan eşim size takdim edecek...
Ben de içimden diyorum ki,madem bu yöntemi biliyorsun şu koliyi daha önceden hazırlasan...
Kadın soruyor:
-Yabancı parfümler de var mı?Mesela KENZO...
-Yok efendim mahaleshef,ama en az onlar kadar güzel yerli parfümlerden gönderiyorum size....
-Aaa,peki o zaman niye zahmet ettiniz lütfen eşiniz gelsin,gelir gelmez beni bulsun...
Ben de elimde kocaman bir koli ile aynı yollara düştüm...Geldiğimde beni az önce ki MİT telex operatörü karşıladı ve içeri odaya aldılar...
-Hay Allah,hanımefendiciğim siz neden demin bana gelmediniz.Biz size hizmet için buradayız...Bakınız çok üzüldüm böyle git gel...Cık cık,cık...
-Bekir lütfen bize iki çay,nasıl olsun Gaye Hanımcığım açık koyu...
Ben ne olduğumu şaşırdım tabi,az evvel halıya işemiş köpek yavrusu muamelesi gören ben şu anda bambaşka bir konumdayım...
Havadan sudan yavan bir muhabbet sonrasında Bekir bey bize Telex'in gittiğini,yarın gelip pasaportumu alabileceğimi söyledi..Sohbet ederken Zeytinburnu'nda Eczacı olduğumu söylemiştim..Çilem bitmemiş demek ki Sevgi Hanım çekmecesinden bir reçete çıkardı...
-Rica etsem,bu reçete ne kadar tutar bana bir fiyat çıkarabilir misiniz?
-Lütfen fiyatın lafı mı olur ben bir bakiyim,dedim ve ikinci kısmi felci de o zaman geçirdim....
Surp Pirgiç Hastanesi cildiye bölümüne ait,çok sevdiğim kıymetli bir hocamın Sayın Sarkis Barış'ın reçetesi de adamcağız yerli ilaç yazmaz....'' SOLUSYON DE ABBOTİL ''...Allahım yüzmilyarlarca mark olabilir...40 defa yutkundum..
-Yalnız bu ithal bir ilaç temin etmem uzun sürebilir..
-Yarın getirip pasaportunuzu alırsınız deyip,beni bir güzel paketledi..
Çaresiz reçeteyi gönderip Aksaray'dan buldum.150 Mark ödedim...O zaman daha Mark konuşulabiliyor...
Ertesi gün koşarak Emniyete gittim,ilacı teslim ettim.Cildinde lekeler oluştuğunu ve bunun için Hoca'nın bu ilacı yazdığını anlattı.Fakat benim  aklım pasaportta..
-Gaye Hanımcığım ben üzerime düşen görevi yaptım ama Emniyet Müdürünün imzası lazım ve biliyorsunuz bu gün çok önemli bir gün..
-Nasıl yani,ne gibi önemli?
-Ahhh,sizin haberiniz yok,bu gün Topkapı'da yıkım var..Bütün ekipler Topkapı'da..Müdürümüz ne zaman gelir belli olmaz..Sonra bana Sevgi Hanım benim işimi yapmadı demeyin...
İçimden ağzıma ne geldiyse sayıyorum,bunu içimden yapmakta son derece özgürüm...İnşallah o solüsyon yüzünün her tarafında çıbanlar çıkartsın dedim...
-Rica etsem acaba kendisini arasanız,oluru varsa bu işi halletsek,çok önemli Sevgi Hanımcığım...
-Ben arayamam,size cep numarasını veriyim siz bir konuşun...
Yüzümü kızdırıp aradım,artık bu kör talihimi yenme vaktidir diye...
-Efendim hayırlı günler,şu anda Sevgi Hanımın yanındayım,pasaport ile ilgili bir sıkıntım var da..Sizin imzanız lazım...
Sevgi Hanım atmaca gibi telefonu alıp bir çırpıda konuyu özetledi ve koliden bahsetti telefonu elime tutuşturdu..
-Tamam efendim,peki çok teşekkür ederim...
Pasaportu aldım,kendisine ait evrakları gelince imzalayacak..Ama çilem bununla bitmiyor.Çünkü Pasaportun Kaymakam tarafından da imzalanması gerekiyor...Koşu da bayrağı teslim almış gibiyim.
Yıldırım gibi koşarak Kaymakamlığa yetiştim ve imzayı attırdım...Ohhhh benden rahatı yok ama bittim,perişan oldum..Neticede seyahate gitmeyi başardım...
İki hafta sonra bir telefon aldım...
-Alo Gaye Hanımcım,ben komiser Sevgi,nasılsınız?
-Teşekkür ederim,iyiyim siz nasılsınız?
-Ben hiç iyi değilim...
-Ne oldu,bir yaramazlık mı var?
-Bu solüsyon bana hiç yaramadı,yüzümün her yanında yaralar çıktı ben size ulaştırayım da ihtiyacı olan birisine verirsiniz...
-Aaaaa,hay Allah,geçmiş olsun,tabi tabi veririm görüşmek üzere,,,
İnanın keyfimden koltuğumdan düşüyordum...
Ertesi gün bana ilacı ulaştırdı ve o ilaç çooook uzun bir süre masamda o günün anısına durdu...Eeeeee,etme bulma dünyası ne diyeyim....

Etmeyin bulmayın...
GAYE KURT













Hiç yorum yok:

  AŞKIN TARİFİ MÜMKÜN Bir sabah güneşle uyandığında, Işığıyla kamaşır gözlerin, Garip halsiz bir yorgunluk, Mahmur bir gün başlangıcı, Aç mı...