6 Ekim 2014 Pazartesi

KAPTANIN SEYİR DEFTERİ 60

Bu gün oldukça karamsardım.Dedim ki kendi kendime,60.yazıda tırtladın işte bakalım ne yazacaksın..Kahvaltı ettim ağır ağır,herkes neyin var diye sordu...Bilmem dedim,üretimim durdu herhalde..
Annem ne üretimi ? diye merakla sordu...
Yazı anne,yazı yazmam lazım...
Aaaa,hala yazmadın mı diye azar bile işittim..Bak ben sana bir şey anlatacağım ama bunu yazma dedi..Ne faydası olur ki yazamayacaksam....
Anlatmaya başladı...Çok sıkıldım ama belli etmedim..
Ömer lunapark diye tutturdu adeta başımın etini yedi..Çaresizliğim,can sıkıntım ve oğlum ile ver elini Lunapark..
Lunapark dediysem,bir kasaba Bayram eğlencesi yeri...
Tozdan göz gözü görmedi bir ara..Rüzar esti ve ortalık karıştı..Toz içinde bayram çocukları,bangır bangır bir müzik...
Çiçekçi kız hastayım ona....Patlayın bakalım pat pat pat....Çatlayın bakalım çat çat çat....ohhhh...
Bir eğlence bir şamata...
Jeton satan adamla anlaşmakta zorlandım...20TL verdim...Birkaç jeton aldım biraz da para üstü..İşim bitip Lunaparktan çıktığımda bile jeton kaç lira anlamamıştım...
Önce iki kişilik dönme dolaba bindik..
Yukarıdan aşağısı çok güzel gözüküyor ben de birkaç tane fotoğraf çektim...6-7-8 derken benim başım da dönmeye başladı..Derken Ömer kendine daha güzel bir aktivite buldu yukarıdan..Anne buna binelim,hadi inelim dediğinde dönme dolabın en tepesindeydik...Aşağı iner inmez koşmaya başladı...
Yetişemiyorum,oğlum dur beni bekle diye bağırmaktan süpersonik ses tellerim yırtıldı...Ben şarkıcı bir kadınım,sanatımla oynuyor bu lunapark benim...Neyse,peşinden zor zahmet yetiştim...
Bildiğimiz eski hoppala ile şimdiki bungeejumping arası bir şey..Çocuklar bayılıyor..Tramplen üzerinde bacaklarından ve karnından asılı bir şekilde uçuyorlar havalara.Fakat çok sıkı bir sıra var...Mecburen girdik sıraya...Zaten müzikten sarhoş olmuşum,tam dibindeyiz volümün...Var ya o kafam, kazan ki ne kazan...İçimden dedim ki,bu çingene şarkıları olmasa bu kadar millet neyle göbek atacak..Eh artık Hurşit Yenigün' de yok...Yarım saat kadar bekledik o toz ve gürültülü müziğin içinde...Fem-i muhsin tavrımı bozmak üzereydim ki sıra bize geldi önümde 1 kişi var 2 kişi de sırada...
Klasik durum uyanığı ,bayram cadısı bir kadın geldi..benimkinden boşalan süpermen hoppalasını yakaladığı gibi cılız kızını yerleştirmeye çalışıyordu ki, diğer anneler ve baba müdahale etti..
Bu arada benim ki tombul olduğu için kemer kısmını biraz genişlettiler..Bu cadının kızı zayıf ya kadın kavga ederken bir yandan küçük kızı içine oturtmaya çalışıyor çocuk iki defa kayıp düştü..Allah'tan altında tramplen var..Özenle giydirilmiş,pembe eteği başına geçti,Kadın yakalayıp yakalayıp çocuğu oturtmaya çalışıyor...
Sen burayı ne sandın?Burası başka bir çöplük. Bir ara küçük kız savruldu,diğer kadın lastiklerden yakaladı ve oğlanı bağlayıverdi...
Artık,terbiyesizler,ahlaksızlar,haksızlık bu lar,senden mi öğreneceğim terbiyeyi ler,kahretsinler havada uçuştu..Uçuşan tek şey bunlar değildi,küçük oğlan tramplende uçmaya devam ediyordu ki biz uzaklaştık...
6 tane paslı konserve kutusundan oluşan hedefe,eski çoraptan yapılmış topları atık bir şey alamadık...
Çilem bitmedi,jeton da bitmedi çünkü..Sanki yatırım yapmışım..Altın mı ulan bu dedim..Niye bu kadar çok aldım...Şuursuzca,müziğin etkisi olsa gerek...
Üç boyutlu sinema,Arctic travel, bişey....Anne buna girelim noooolur?Oğlum benim midem bulanıyor,bak başım döndü, ahh çok hastayım ,falan dinlemedi,bacaksız..Bir saniye sonra gözümüzde 3 boyutlu gözlükle içerideyiz...Korkunç bir şey.Devamlı oturduğumuz yer sallanıyor..Aşırı kötüyüm.Bu arada benim oğlan çok memnun ben çığlık attıkça elimi tutuyor...Bu eziyet 6 dakika kadar sürdü...Çıkarken kendimi hiç iyi hissetmiyordum..Üzerine bir de çarpışan arabalar...Deliricem hala jeton bitmedi...Geri vermek istedim almadılar...Bir hızlı tren ve bir de kangru sonrasında inanın adımı bile unutmuştum...Toz,gürültü,kalabalık ama Ömer çok eğlendi....
Su içtim biraz kendime gelmek için..Suyu görünce çişi geldi...Üzerine bir de tuvalet kokusu çekmem mümkün değil...Öldürün beni daha iyi.Hemen çadırın arkasına döndük ve elimdeki pet şişeye icraat yaptık...Bu pet şişeler bu işe yarıyor...Her yerde çantamda...Ve onlara hediye olarak bıraktık...
Eh çorbada tuzum olsun..
Bu eğilme kalkma,pantolon toplama ve şişe bırakma beni iyice sarstı..Dayak yemiş gibi arabaya bindim...Oğlanı bağladığımda hala kıpır kıpır zıplıyordu...Belli ki çok hoşuna gitmiş...Ana caddeye çıktım 1 km kadar gittim ve anladım ki ters yöne gidiyorum..Ev diğer yönde...Anlayın nasıl bir beyin sarsıntısı geçirmişim...U çizdim evin yönünü buldum..Kapını önüne gelince kesinlikle toprağı öpmem lazımdı diye düşündüm...
Helak,bitap,perişan bir haldeydim...
Dilimde çatlayın bakalım çat çat çat,patlayın bakalım pat pat pat.....
Evinizde oturun anacım....

GAYE KURT..






















Hiç yorum yok:

  AŞKIN TARİFİ MÜMKÜN Bir sabah güneşle uyandığında, Işığıyla kamaşır gözlerin, Garip halsiz bir yorgunluk, Mahmur bir gün başlangıcı, Aç mı...